21 Aralık 2018 Cuma

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TEMELLERİNİ ÇOK SAĞLAM VE KALICI, DENGELİ BİR YAPI ÜZERİNE KURMUŞTUR. "Ahmet Nedim KAYA, Mimar ve İç Mimar"


GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TEMELLERİNİ ÇOK SAĞLAM VE KALICI, DENGELİ BİR YAPI ÜZERİNE KURMUŞTUR. "Ahmet Nedim KAYA, Mimar ve İç Mimar" - Ne kapitalizm, ne sosyalizm, ne ırkçı şovenist milliyetçilik nede Arap kültüründe yozlaştırılmış bir islamcılık/dincilik devletin temellerine harç olarak konulmamıştır. Ancak devletin kuruluş ilkeleri altı madde halinde düzenlenmiş ve bu altı ok daha sonra o günün tek partisi olan 10 yaşındaki CHP'nin amblemi olmuştur.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TEMELLERİNİ SAĞLAM VE DENGELİ BİR YAPI ÜZERİNE KURMUŞTUR.
Ahmet Nedim KAYA
Mimar ve İç Mimar

Ne kapitalizm, ne sosyalizm, ne ırkçı şovenist milliyetçilik nede Arap kültüründe yozlaştırılmış bir islamcılık/dincilik devletin temellerine harç olarak konulmamıştır.
Ancak devletin kuruluş ilkeleri altı madde halinde düzenlenmiş ve bu altı ok daha sonra o günün tek partisi olan 10 yaşındaki CHP'nin amblemi olmuştur.
BU ALTI MADDE VE ALTI OK ŞUNLARDIR.

1)CUMHURİYETÇİLİK:
Yönetim biçimi olarak millet egemenliğine dayalı, cumhuriyet rejimini ön görmek ve bunu bir yaşam biçimi olarak benimsemektir.Atatürk,Cumhuriyet için ;"Türk Milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare"ifadesini kullanmıştır. Türk devrim sürecinde 29Ekim1923 Cumhuriyetin ilanı olmuştur.
Cumhuriyetçiliğin özellikleri nelerdir ?
1.Halkın kendi kendisini yönetmesi ilkesine dayanır.
2.Çok partili sistemi ön görür.
3.Cumhuriyet yönetiminin temeli bağımsız ve özgür seçimlerdir.
4.Yasaları koyacak kişiler yani Meclis halk tarafından seçilir.
5.Sınıf ve cins ayrımı olmaksızın herkesin yönetime katıldığı yönetim biçimidir.
2)MİLLİYETÇİLİK:
Atatürk ilkesi olarak Milliyetçilik ;
1.Aklı ve bilimi esas alır.
2.Irkçılığı ve ümmetçiliği reddeder.
3.Halk arasında birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirir.
4.Ulusal bağımsızlığı savunur.
5.Milli çıkarlar, kişisel çıkarların önünde tutulur ve ulusa bağlılık, fedakarlık gerektirir.
6.Kültürü korumak, devam ettirmek esastır.
7.Din, dil, ırk ayrımı yapmadan, "Türküm" diyen herkesi Türk kabul eder.
8.Manda ve sömürgeye karşıdır.
3)LAİKLİK:
Laiklik kısaca, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Laiklik, devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca herhangi bir inancın özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Felsefi olarak ; İman ve inancın yerine, aklın egemenliğini kabul eden bir inanç sistemidir.
(MAİDE SURESİ 5/42:"Resulüm ! eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hüküm ver.Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever."
SAD SURESİ 38/26 : "Davud ! Biz seni ülkede hükümdar yaptık, sen de insanlar arasında adaletle hükmet, keyfine/nefsine uyma ki seni Allah yolundan saptırmasın."
NİSA SURESİ 4/58 : "Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder. Allah bununla ne de güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitendir, her şeyi görendir."
Hukuki anlamı; Somut olarak devlet ile dinin birbirine karışmaması olarak ifade edilebilir.
Siyasi anlamı ; Siyasal iktidarın, dinsel kudret ve otoriteden arındırılarak bağımsız hale getirilmesidir.
4) İNKILÂPÇILIK:
Atatürk'ün ifadesi ile "Türk milletini son yüzyıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak yerlerine, milletin en yüksek uygar gereklere göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumları koymuş olmaktır." Bu devrim anlayışı, bilim ve tekniğin ışığında sürekli bir çağdaşlaşmayı öngörür. Bu nedenledir ki atılımlarda kararsızlık ve şüphe yerine inanç ve değişmez karar söz konusudur.
5) HALKÇILIK:
Türk inkılabının halkçılık anlayışı, liberal kapitalizmin bireyselciliğine karşı olarak konulduğu gibi, Marksist teorinin halkçılık anlayışından da farklıdır.
Çünkü Atatürk ; "Biz sınıfsız ve kaynaşmış bir toplumuz." demiştir. Atatürk'ün anlayışında halkçılık; siyasi, ekonomik ve toplumsal uygulamalarda halkın çıkarlarının ön planda tutulmasını öngörür.Atatürk'ün halkçılık anlayışı ;
"Biz memleket halkı, kişi ve çeşitli sınıf mensuplarının birbirlerine yardımlarını aynı kıymet ve nitelikte görüyoruz. Hepsinin menfaatlerinin aynı derecede ve aynı eşitlik duygusu ile karşılanmasına çalışmak isteriz.Bu şeklin, milletin genel refahı, devlet bünyesinin sağlamlaştırılması içindaha uygun olduğu kanaatindeyiz. Bizim düşüncemizde, çiftçi, çoban amele tüccar, sanatkar, asker, doktor , kısacası herhangi bir sosyal müessesede çalışan bir vatandaşın hak, menfaat ve hürriyeti eşittir.(1929)
6) DEVLETÇİLİK ;
Atatürk'çü düşüncenin devletçilik ilkesi, Kurtuluş Savaşı'ndan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra, memleketin en kısa zamanda kalkınması sürecinde, özellikle ekonomik alanda bireylerin yapamayacağı bazı işleri devletin üzerine alması esasına dayanır.
Ahmet Nedim Kaya

22 Temmuz 2017 Cumartesi

"İKİ CAMİ ARASINDA BEYNAMAZ", Birlik Platformu Başkanı: Ahmet Nedim KAYA

İKİ CAMİ ARASINDA BEYNAMAZ!..
Darb-ı Mesel, bu ya;
Eskiden her yerde olduğu gibi, bu günde İlde İlçede, Valinin, Kaymakamın, Belediye Başkanının, Hakimin, Savcının, Jandarma Komutanının, Okul Müdürünün, Öğretmenin ve mahallede Muhtarın, bakkalın, terzinin, manavın velhasıl herkesin namaz kılıp kılmadığı yine meraklı cemaat tarafından takip edilirmiş...ankara işçi blokları 100.yıl cami mescit resimleri ile ilgili görsel sonucu
İki camisi olan bir mahallede, resmi protokol mecburiyetler olmadıkça; Namazla alâkası olmayan ve es geçen açıkgöz bir Belediye başkanı, kendisine soranlara, yerine göre, yukarı mahalleden soranlara  "Aşağı camide kıldım." Aşağı mahalleden soranlara da, "Yukarı camide kıldım" diye yalan söyleyip durumu kurtarırmış.
Ancak yalan söylediği anlaşılınca, Belediyenin ve mahallenin ileri gelenleri Belediye başkanını sıkıştırıp
sorguya çekmişler. Adam çaresiz kalınca kendini şöyle savunmaya çalışmış:
“Aşağı caminin imamı, eskiden yurt dışında falan görevli "Muhterem bir Hoca Efendi" . Epey görmüş geçirmiş bir muhterem ama bir zamanlar beni içkiye alıştırmıştı. Arkasında namaz kılarken içki aklıma geliyor, namazım bozulmuş oluyor.” 
“Yukarı caminin imamı da bayağı tahsilli ve benim anlayamadığım ve kavrayamadığım kadar "Derin Bir İmam" ama onu da ben içkiye alıştırmıştım. Arkasında namaz kılamıyordum. Onun için de son çare olarak kendime küçük bir cami yaptırdım.

 Kendim imam kendim cemaat oluyorum ibadetimi yapıyorum. Namazlarımı ise duruma göre;  yukarı cami, aşağı cami veya kendi camimde kılıyorum. O’da olmazsa makamımda veya evimde ibadet ediyorum!” demiş.
Not: Bu hikaye tamamen hayal ürünü olup, zamanımızın İmamlarını ve Cami Hocalarını tenzih ederim.
                                                                                            AHMET NEDİM KAYA

BEYNAMAZ: (Çeşitli Sözlüklerdeki anlamları)
1) İki yoldan hangisini tutacağını bilememek.
2) Şöyle mi, böyle mi yapacağını bilememek, şaşırıp bir şey yapamaz olmak.
3) Ne yapacağını bilememek.
4) İki yoldan hangisini izleyeceğini kestirememek.
5) Hangi tarafa yaklaşacağını ve ne yapacağını bilemeyenler için kullanılan deyimdir.
6) Namazı kılmaya mecbur olduğu zaman cemaatle kılan, kıldığı namazdan bihaber, kılsa eksersiz kılmasa namert, namaza dursa manasız.

20 Temmuz 2017 Perşembe

Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet, Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..

SAHİPSİZ, TAKİPSİZ VE DENETİMSİZ, SÖZDE “SERBEST PİYASA’DA” BAŞIBOZUKLUK, ÇÜRÜMÜŞLÜK, SAHTEKÂRLIK, YOLSUZLUK, ALÇAKLIK, HARAMLIK VE KALLEŞLİK DİZ BOYU!..

DEVLET ADINA “DENETİMDEN SORUMLU” ZABITA, BELEDİYE, KAMU KURUMLARI, BAKANLIK VE NİHAYET HÜKÜMET “NEDEN VE NİÇİN? GÖREV İHMALİ, ZAAF, ATALET, GAFLET VEYA MİLLETE, MASUM TÜKETİCİYE "İNSANLIĞA" KARŞI HIYANET VE DALÂLET İÇİNDE?.
SATINALMA MÜDÜRLERİNİN İSİMLERİNE KADAR “AÇIK BİLGİ VERİLDİĞİNE GÖRE” BU MESAJI EN AZ 2 KEZ CİDDİYE ALMAK VE BAHSİ GEÇEN MAL, ÜRÜN VE MARKALARI KESİN OLARAK ALMAMAK GEREK.
Evet; Bu e.MAİL ve/veya Haber Makale’de, İnsanlık ve İslâm; Müslüman düşmanı “haram edinim düşkünü” tertip ve teşekküllerin satın alma Müdürlerinin isimlerine kadar açık bilgi verildiğine göre: Bu mesajı en az 2 kez ciddiye almak ve bahsi geçen markaları KESİN olarak hayatımızdan, mahallemiz, muhitimiz ve şehrimizden çıkarmamız lâzım.

Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet,  Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..

İstanbul Gaziosmanpaşa Hacımaşlı Köyü Domuz Çiftliği'nin suları ve katı atıkları 300 metremesafedeki Sazlıdere Barajı'na akıyor. Baraj, 10 milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor. Çiftlikte 5 bin domuz var. Bölgeden sorumlu mahlûk ne iş yapar? Neden bu felâket, cinayet, Müslümanlara zulüm, bölge insanlarına alenen düşmanlık, kasıt ve şeamete engel olmaz?
Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere 'kıyma' seklinde satılıyor. Domuz etini sucuk, salam, sosis ve muhtelif “ucuz et mamulü” olarak da piyasaya sürmek, bu mel3anetlerce en çok kullanılan yöntem.
PEKİ!.. NEDEN DOMUZ?
Türk yemek kültürüne temelden aykırı ve en önemlisi 'Dinen şiddetle yasak olmasına rağmen” neden ve niçin domuz cazip bir konu?'
Çünkü necis, muzır ve haram bir mahlûk olan “domuz” yetiştiriciliği çok kârlı bir iş. Domuz çok üretken bir hayvan... Cinslerine ve yaşına göre yılda 1, 2, bazen de 3 kez; ve her batında da 15-20'ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda 2 kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa,20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor!
Normal şartlarda evcil bir domuzun % 30'u yağ olarak ayrılabilmekte iken; bu rakam bazen % 50'yibulabiliyor. Yani 150 kg'lik bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da Dana ya da Koyuna göre tercih edilmesinde çok önemli bir etken.
Beslenmesi  çok kolay, cam dışında -leş dâhil-her şeyi hatta kendi pisliğini bile yiyebiliyor. Her domuz  ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor.
Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul!? Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye 'de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye 'deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor. Kilosu 1 ile 3.5 Türk lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak Kıyma, Sucuk, Salam ve Sosis olarak satıldığı dile getiriliyor. Çiftlik çalışanlarından İsmail Türk'ün verdiği bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.

Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet,  Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..

BU VE BENZERİ ÇİFTLİKLERDEN RESMİ OLARAK 5 FİRMA DOMUZ ETİ VE ÜRÜNLERİ SATIN ALIYOR:
1-ÇERKEZO, 2-POLONEZ, 3-NUTA, 4-NAMET VE 5- SÜTTE...
1. ÇERKEZO aldığı ürünleri Salam Sosis olarak piyasaya sürerken aynı zamanda Teşvikiye 'deki Şarküterisinden de nihai tüketiciye ulaşıyor. (ki bu firmanın bir de "TADET" adı altında otellere ürün sattığı bir markası daha bulunuyor... ) Aynı zamanda butik mağazalarda ve ulusal zincir mağazalarda satılan BONUS markalı ürünlerin üreticisi de ÇERKEZO...
2- Ayazağa daki ÇERKEZO'nun hemen yanında üretim yapan SÜTTE firması da salam, sosis ve jambonlarını markasıyla satıyor. Ancak bilinen bu firmalar ürünleri çeşitli zamanlarda farklı isimlerde piyasaya sürüyor. Daha önce Sütte olarak piyasaya sürülen domuz mamulleri son dönemde PIGGY adıyla satılıyor. Üstelik ünlü Amerikan FAST FOOD zincirlerinden LİTTLE CEASAR'S PİZZA tam 10 yılı aşkın süreden beri et mamullerini SÜTTE firmasından temin edip bizlere bir güzel yediriyor!!!
3- POLONEZ 5 yıl öncesine kadar resmi olarak domuz ürünleri imal edip MIGROS'larda açık, açık ürünlerini satarken, son yıllarda %100 dana etinden ürünler imal ettiğini iddia ediyor. 'Peki ya bunlar göz göre, göre mağazalarında sattıran satın alma müdürleri aldıkları rüşvetin yanı sıra bu milletin vebalini aldıklarını da biliyorlar mı sizce?'
POLONEZ'in ciddi anlamda piyasaya yayılmasındaki en büyük faktör MIGROS' tur. O dönem MIGROS'un et mamulleri satın almasında olan (Şu an oyuncak reyonunda Satın Almacılık yapan) Coşkun Bey'in büyük paralar karşılığında POLONEZ'le işbirliği içerisinde olduğunu ve bizzat domuzları bizlere yediren kişi olduğunu biliyor muydunuz?
Peki ya Migros'ta çalışan tüm tezgâhtarların eksiksiz olarak her ay sonunda POLONEZ 'in sahibi MUSTAFA AKKAS’dan (veya Satış Müdürü sıfatı ile çalışan ALİ ÖZYAVAŞ'tan) maaşlarını ve primlerini (bizlere sattıkları et mamulleri üzerinden ) aldıklarını biliyor muydunuz?
Peki; METRO GROS MARKETLER'in (Su anki değil bir önceki) satın almacılığını yapan kişinin Şu an BAGDAT CADDESINDE bulunan Polonez - Barbekü Restoranları'nın sahibi olduğunu biliyor muydunuz?
Peki; İzmir'in kalesi olarak görülen KİPA Marketler'in satın almacılığını yapan bayanın Polonez'in resmi hissedarı olduğunu biliyor muydunuz?
PEKİ AMERİKAN FAST FOOD ZİNCİRİ DOMINO'S  PIZZA ve ALMAN EKOLÜ
DR. OETKER PİZZALARIN İÇERİSİNDE POLONEZ ET MAMULLERİNİN KULLANILDIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?
PEKİ GIMA MARKALI ve PİYASALARDA SATILAN "OPI" MARKALI ÜRÜNLERİPOLONEZ'İN ÜRETTİĞİNİ VE BUNUN KARŞILIĞINDA NE KADAR PARA YEDİRDİĞİNİ BİLİYOR  MUSUNUZ?
Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet,  Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..
'Peki, sizce Türkiye de domuz eti yemeyen insan kalmış mıdır?'
4- NUTA öncelikle 7 TEPE markası ile tanınmakla beraber Güneydeki – Her şey dâhil - tatil köylerinin bir numaralı tedarikçisi...  Ee tabi yabancı turistlerin yanında yerli turistler de güme gidiyor! Bu firmalar özellikle Büyük Alışveriş Merkezlerinde ayrı bir stant açıyorlar. Ancak   Küçük Şarküterilerde karışık olarak duruyor ve birçok tüketici farkına varmadan domuz ürünlerini satın alabiliyor. Üstelik işin ilginç tarafı bu firma Şimdi de firma tanıtım cd' si hazırlamış CARREFOUR gibi büyük hipermarketlerde ne kadar hijyenik üretim yaptığını anlatıyor. Ama 7 TEPE SOSİS hafta sonları marketlerde KDV dahil 2.900 TL ye satılıyor.
Çünkü maalesef bu adamlar sosislerin içerisinde "hayvan küspesi" gibi lafını bile etmek istemediğimiz katkılar kullanıyorlar... Domuz hammaddeli salam ve sosislerin kesiminin yapılıp piyasaya sürüldüğü bir başka yer de NUTA'nın üretimini yapan kişinin işlettiği Dolapdere'deki imalathane. ("IDEAL" markalı salam sosis imalatçısı )
5- NAMET ünlü EMİNÖNÜ HASIRCILAR ÇARŞISININ İÇİNDE yıllardır tanınan NAMLI PASTIRMACI'nin modern hali!!! Şu an modern (!) üretim tesisleri BAYRAMPAŞA MEGACENTER (GIDA HALİ) içinde derme çatma bir imalathaneden öteye geçemeyecek konumda olan ve üretim kapasiteleri aylık -günün 24 saati çalıştıklarını düşünürseniz-70 tonu geçemeyecek olan bu imalathanede NAMET ayda tam 270 ton et mamulü üretiyor ve satıyor!!!
Bu aradaki 200 tonluk kapasite açığını ise İSTANBUL DIŞINDA ne olduğu belirsiz imalathanelerde, merdiven altı firmalarda üretim yaptırıp üzerine ' %100 NAMET KALİTESİ' bastıktan sonra (üretim yeri olarak BAYRAMPAŞA' da ki adreslerini gösteriyorlar) bizlere afiyetle yediriyorlar.
CARREFOUR ve diğer tüm zincir mağazalarda POLONEZ'in uyguladığı benzer taktikleri uygulayan NAMET bugün kapasitesinin 3 kat üzerinde üretim yaparak gururla (!) ülkemizi temsil ediyor!.
Peki, Cem YILMAZ'ın dediği gibi janjanlı ambalaja sahip NAMLI pastırmalarının sahipleri olan Engin & Esen Mepa Kardeşlerin aynı zamanda Çorlu'daki domuz çiftliklerinin yarı hissesine sahip olduklarını da biliyor muydunuz?
2000 yılında patlak vermiş olan kaçak Buffalo (Yaban Öküzü) etlerinin de NAMLI pastırmaları' nın sahipleri olan Engin&Esen Mepa Kardeşler tarafindan getirildiğini.; Hatta Bayrampaşa'daki imalathanelerinin Gazetecilerin ve Kameraların gözü önünde basıldığını, Engin Mepa'nin Show TV'ye, o dönemin 1 trilyon lirayı kendi elleriyle hediye ettiğini, sonra da Milliyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerine verdikleri dev ilanlarla TÜM OLANLARI ve BASKINLARI yalanladıklarını biliyor muydunuz?
NAMLI Pastırmalarının hem % 5 hissesine sahip olan, hem de İmalat Müdürlüğünü yapan "Muzaffer ...." adındaki şahsın aynı dönemde kardeşi ile Bağcılar semtinde açmış olduğu imalathanede At ve Eşek etinden yaptığı pastırmaları dilimleyerek Zincir Marketlere sattıklarını biliyor muydunuz?
2004 yılında da Uğur DÜNDAR ekibi tarafından BASILARAK ekranlarda gösterildiğini hatırlayabildiniz mi?
Domuz konusunda herkes topu başkasına atıyor!
Bu noktada tüketicinin yapması gereken şeyi Çevre Sağlık İl Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şubesi Müdürü İrfan YILMAZ özetliyor:
'- Piyasadaki etleri denetlemek mümkün olmuyor.' 'Kısacası ne yediğinize dikkat edin. Çok emin olmadığınız ve  bilmediğiniz markaların ambalaj güzelliğine kanmayın.
Ömer KIZILIRMAK  
TÜBITAK-SAGE Planlamalar ve Kalibrasyon Birim Amiri  
Artık: DOMUZ, AT, EŞEK, BUFFALO v.b. HARAM, LÂNETLİ VE SAKINCALI  ETLERİ yemek istemiyorsanız: LÜTFEN bu Mail'i  (bu linki) VATANDAŞLIK BORCU; İNSANLIK ve MÜSLÜMANLAIK GEREĞİ HERKESE YOLLAYIN.
((KAYNAK: milligorus1969 - milligorus1969@googlegroups.com / 18 Temmuz 2017.15:15 & Remzi Eker eker.r06@gmail.com))

31 Aralık 2016 Cumartesi

BİZ BİRLİKTE KALMALIYIZ
ADALETLE DOLMALIYIZ
EKMEK SU VE İŞİ GÜCÜ
PAYLAŞANLAR OLMALIYIZ
AHMET NEDİM KAYA


2017 YILININ HER GÜNÜNDE 
HER EVLAT, HER ANNE, HER BABA 
VE
 HER ATANIN MUTLU VE HUZURLU OLMASINI DİLERİM.

AHMET NEDİM KAYA
MİMAR VE İÇMİMAR

26 Temmuz 2016 Salı

Ahmet Nedim KAYA, "BİRLİKTEYİZ"

                                      BİRLİKTEYİZ

         BİZ BİRLİKTE OLDUKÇA,
         DÜNYA YERİNDE DURDUKÇA,
         BİRLİK PARKI KALDIKÇA,
         BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ.

                                  BİZ BİRLİKTE OLDUKÇA,
                                  DÜNYA YERİNDE DURDUKÇA,
                                  TÜRKİYEMİZİ KORUDUKÇA,
                                  BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ.
                                                                                                         Ahmet Nedim Kaya

                           Gazi Mustafa Kemal Atatürk Çiftlik arazisinde 

GAZİ, ÇİFTLİĞİ 2016 DA TEKRAR İNCELERKEN :
 " Anlaşıldı ki Memleketi, eski düşmanlarından tekrar kurtarmak ve yeniden tam bağımsız hale getirmek gerekiyor. "

dediğini duyar gibi oluyor insan.

20 Ekim 2015 Salı

MUTLAK BAŞARI & MUTLU SON:

12 Ekim 2015 Pazartesi


MUTLAK BAŞARI & MUTLU SON: "100. Yıl Birlik Parkımızın yok edilmesini, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve Peyzaj Mimarları Odası Ankara şubeleri' nin tam destek ve katkılarıyla 4 yıllık mücadele içinde ve sonunda önleyerek hedefe ulaşmamızın, başarı, mutluluk ve huzurunu hep birlikte görmenin, yaşamanın kıvancıyla sevgi ve saygılar. 100.Yıl Birlik Parkı Platformu"


BİRLİK PARKI SEVDAMIZ
‘‘ BİRLİK' TEYİZ ’’


100. Yıl Birlik Parkı mücadelemizde,
Yürekler birlik olunca adaletsizliklerin yok edilebileceğine inanan 

Sevgili Güzel İnsanlarımız,
100. Yıl İşçi Blokları,  Çukurambar, Çiğdem ve Kızılırmak Mahalle Muhtarları,
Bölge sakinleri ve Ankara sevdalıları,
İnsanı, Toprağı, Yeşili seven ve koruyan,

Onurlu yaşamayı seçen can dostlarım,

100. Yıl Birlik Parkımızı, Ankara B.Belediyesi meclisi kararlarıyla iki defa ayrı tarihlerde imara ve betonlaşmaya açma teşebbüsleri, sizlerle birlikte yasal haklarımızı bilerek ve özgüvenle hareket etmemiz ile önlenmiş ve güzelim Birlik Parkı’ mız, sözleri Ahmet Nedim Kaya’ ya ait ve bestesi Cathryn Hoard tarafından düzenlenen ’’ Birlik Parkı Şiiri ve Şarkımız’’ da ifade ettiğimiz gibi Dünya durdukça bizlerin ve gelecek nesillerin yaşamlarına yaz kış katkıda bulunacak ve daima var olacaktır.

Ankara B.Belediyesinin,  100. Yıl Birlik Parkımızın, sonuçlanan yargı kararlarına göre imara 
açılamayacağını itiraz yolları kalmadığı için mecburen kabul etmesi sonucunda, Birlik Parkımız' da yapmak istedikleri imara açma ve betonlaşmayı, bölgemizde gerçekleştirmek için, (kendi deyim ve yazılarıyla) "... mevcut parkın korunması, Yargı Kararlarının dikkate alınması, yaklaşık 115 milyonluk Belediye kaybını kısmen telafi amacıyla civarda yapılaşmamış parklara yönelmenin uygun olacağı görüşüne varıldığı... ! "  tezi ile ilgili   B.Belediye Meclisi 11.02.2015 tarih ve 296 nolu Kararının tam metni aşağıdadır.
Ankara B.Belediyesi Meclisi " biz bu binaları bu bölgede dikeceğiz, madem ki Birlik Parkını imara açmamız ve yok etmemiz engellendi, bizimde bu yapıları bu bölgedeki başka parklarda yapmamız şart, çünkü bu uygulamayı ...yaklaşık 115 milyonluk Belediye kaybını kısmen telafi amacıyla... ! yapacağız demek istiyor.

Bölge ve Ankaralı insanlarımızla, 100. Yıl Birlik Parkı’mızın yok edilmesini önlediğimiz bu 4 yıllık mücadelemiz sonucunda hedefimize ulaşmamızın başarısını mutluluğu ve huzurunu hep birlikte görmenin ve yaşamanın kıvancıyla sevgiler ve saygılar.
11.EKİM.2015

Ahmet Nedim Kaya
Mimar
100.Yıl Birlik Parkı Platformu Koordinatörü








          
             B İ R L İ K '  T E Y İ Z 

                 
                  BİZ  BİRLİKTE  OLDUKÇA,
                        
                               DÜNYA  YERİNDE  DURDUKÇA,                                            
                  BİRLİK  PARKI  KALDIKÇA,



                BİRLİKTE  YAŞAYACAĞIZ.

                                                            SÖZ: Ahmet Nedim Kaya  -  beste: Cathryn Hoard    






















EK: Ankara B.Belediye Meclisinin  ( Birlik Parkı ile ilgili ) 11.02.2015 tarih ve 296 nolu Kararı

T.C.
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
BELEDİYE MECLİSİ

Karar No:296                                                                                                               11.02.2015                                                                             K A R A R

Çankaya İlçesi Kd. Karakusunlar Birlik Parkı 7490 ve 7492 parsellere ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonunun 28.01.2015 tarih ve 1023 sayılı raporu Büyükşehir Belediye Meclisinin 11.02.2015 tarihli toplantısında okundu.

Konu üzerinde yapılan görüşmelerden sonra; Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı'nın (EİDB) 02.12.2014 gün ve 15229-30018 sayılı yazısında; " Karakusunlar Mahallesi Kd.7490-7490 nolu parsellerde 74950 nolu parselasyon planına göre park olarak terk işlemi gerçekleşmeden İdaremiz aleyhine kamulaştırmazsız el atma davaları açıldığı, bu davalardan bazıları sonuçlandığı bazılarının devam ettiği davalardan dolayı Belediyemizin büyük maddi kayba uğradığı, Toplam 109.807.929 TL ödeme bedeli mahkeme kararı ile hükme bağlandığı, Asliye Hukuk Mahkemesi kararlarının Yargıtay’ca onaylandığı diğer maliklerce de dava kazanılması halinde ödenecek bedelin yaklaşık 115 milyon liraya ulaştığı, Kamulaştırmaya konu bedel bütçe imkanlarının çok üstünde bir rakama ulaştığı, İdaremizin Ödediği el atma bedeli ve Kamu Yararı dikkate alınarak kamulaştırma külfetinin minimuma indirmek için söz konusu kd. parsellerin yaklaşık 16.000 m2'sinin konut alanı ayrılması görüşü ile plan tadilatı yapılması talep edildiği,
-Kamuya bedelsiz terki öngörülen alanların, bölgenin İlçe Belediyesi yetkisindeki inşaat uygulamaları aşamasında plan notuna göre terki yaptırılmayarak park alanında kalan  Karakusunlar 7490 ve 7492 nolu parsellerinin maliklerince kadastro parsellerine/özel mülkiyete imar hakkı talep edilmesi ve aynı zamanda açılan kamulaştırmasız el atma davaları nedeniyle başlayan planlama sürecinde; Belediye Meclisimizin 2011/3438 sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli planda anılan kadastro parsellerinin yaklaşık % 60'ının terkine karşılık yaklaşık % 40'ında imar hakkı verilmesi suretiyle 3 parçadan 2'sinin kullanımının park alanı olarak korunarak  1 tanesinin kullanımının "Konut+Ticaret alanı" olarak belirlendiği, Belediye Meclisimizin 14.12.2012 gün ve 2201,2205,2207 sayılı kararları ile onaylanan KDGPA Sınırı, 1/5000-1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerinde ise 7490,7492 nolu parsellerdeki şahıslar adına 28535 m2 yüzölçümünde "Ticari Rekreasyon Alanları" oluşturulduğu ve mevcut Birlik Parkının park kullanımının devam ettirildiği, yukarıda bahsedilen bütün işlemlerin mahkeme kararları ile iptal edilmiş olduğu, 2014 yılı sonu itibariyle toplam yaklaşık 75091 m2 yüzölçümünde olan söz konusu parsellerin 60993 m2'sinin (%81) Ankara Büyükşehir Belediyesine, 14098 m2'sinin (%19) şahıslara ait olduğu,
Hususları tespit edilmiş olup, EİDB'nın 02.12.2014 tarihli yazısı ile Kd.7490 ve 7492 nolu parsellerde yapılmış  Birlik parkı kuzeyinde yaklaşık 16.000 m2 konut alanı ayrılması yönünde nazım ve uygulama imar plan değişikliği tekliflerinin değerlendirilmesinde mevcut parkın korunması, Yargı Kararlarının dikkate alınması, yaklaşık 115 milyonluk Belediye kaybını kısmen telafi amacıyla civarda yapılaşmamış parklara yönelmenin uygun olacağı görüşüne varıldığı bu doğrultuda aynı bölgede yer alan;

1)     27450 – 27451 nolu adalar arası park alanının yaklaşık 3770 m² sinin; kısmi ticaretin de yer alabileceği, 59 konutlu, 11800 m² emsale tabi inşaat alanlı yapı yüksekliği serbest, doğusunda 5 m.lik yaya yolu, kuzeydeki caddeden 10 m. diğer yönlerden 5’er m. yapı yaklaşma mesafeli,



T.C.
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
   BELEDİYE MECLİSİ
Karar No:296                                                                                                                  11.02.2015

2)         15260 sayılı ada güneyindeki yaklaşık 4420 m² parkın; kısmi ticaretin de yer alabileceği, 69 konutlu, 13800 m² emsale tabi inşaat alanlı, yapı yüksekliği serbest, güneyden 10 m. doğu ve batıdan 7 m., Lise cephesinden 5 m. yapı yaklaşma mesafeli,

3)         27448 – 16160 no.lu adalar arası park alanının yaklaşık 4570 m² sinin ; kısmi ticaretin de yer alabileceği, yüksekliği serbest, 72 konutlu, 14400 m²  emsale tabi inşaat alanlı, güneyden 15 m., diğer cephelerden 10’ar m.yapı yaklaşma mesafeli imar durumları verilmesi,

Anılan kadastro parsellerde oluşmuş el atma davalı parkın gereksiz planlı yollarının iptalen parka katılıp tüm yeşil alanların bölge parkı ilan edilmesi, plan notlarının oluşturulması suretiyle Meri Kanunların Büyükşehir Belediyelerine verdiği yetkiye istinaden söz konusu nazım ve uygulama imar planı tekliflerinin gerekli düzeltmelerle “tadilen onayı”na ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporu oylanarak oyçokluğu ile kabul edildi.



Meclis 2.Başkan V.                                                 Katip                                                Katip

Nail ÇİMEN                                                    Cafer Tayyar ALTUĞ                       Ahmet ÖZTÜRK