TAKSİM DAYANIŞMASI:
GEZİ PARKI SÜRECİNİN HAKLILIĞI KANITLANMIŞTIR
Taksim yayalaştırma projesi ile ilgili olarak idare
mahkemesince bugün açıklanan kararın ardından Taksim Dayanışması'ndan
açıklama geldi.
Taksim Dayanışması İstanbul İdare Mahkemesi'nin Taksim yayalaştırma Projesi ile Gezi Parkı 'na Topçu Kışlası yapılmasına onay veren 1 / 5000 bin ile 1 / 1000 ölçekli Nazım İmar Planlarındaki tadilatları iptal etmesi ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yayınladı. İşte o basın açıklaması.
Taksim Dayanışması İstanbul İdare Mahkemesi'nin Taksim yayalaştırma Projesi ile Gezi Parkı 'na Topçu Kışlası yapılmasına onay veren 1 / 5000 bin ile 1 / 1000 ölçekli Nazım İmar Planlarındaki tadilatları iptal etmesi ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yayınladı. İşte o basın açıklaması.
DEĞERLİ
BASIN EMEKÇİLERİ VE KAMUOYUNA
(3 Temmuz 2013) Bildiğiniz üzere, Başbakan tarafından
seçimlerden önce “Taksim Yayalaştırma Projesi” adı altında, Taksim Meydanı ile
Taksim Gezisi’ni betonlaştırmayı, insansızlaştırmayı ve kimliksizleştirmeyi
hedefleyen bir “dönüşüm projesi” ilan edilmişti. Söz konusu proje doğrultusunda
hazırlanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı nazım plan değişikliği,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 19 Eylül 2011 tarihinde kabul
edilerek 14 Şubat 2012 tarihinde askıya çıkartılmıştır.
Önerilen plan değişikliği; çağdaş şehircilik ve ulaşım ilkelerinden, 21. yüzyılın kamusal alan ve meydan düzenlemesi anlayışından, kent ve kentli hakları yaklaşımından uzak olarak ve koruma kurulları kararları ile hukuk ihlal edilerek ilan edilmiştir. Araç ve yaya güvenliğini de tehdit eden plan değişikliği, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen, meydana çıkan tarihi caddelerin ilişkilerini kopartan, gerek görsel gerekse yaşamsal ve kültürel bütünlüğü yok eden bir yeraltı yaşam projesi olarak ortaya getirilmiştir.
İŞTE 1 NO’LU İDARE MAHKEMESİNİN TAKSİM KARARI
Önerilen plan değişikliği; çağdaş şehircilik ve ulaşım ilkelerinden, 21. yüzyılın kamusal alan ve meydan düzenlemesi anlayışından, kent ve kentli hakları yaklaşımından uzak olarak ve koruma kurulları kararları ile hukuk ihlal edilerek ilan edilmiştir. Araç ve yaya güvenliğini de tehdit eden plan değişikliği, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen, meydana çıkan tarihi caddelerin ilişkilerini kopartan, gerek görsel gerekse yaşamsal ve kültürel bütünlüğü yok eden bir yeraltı yaşam projesi olarak ortaya getirilmiştir.
İŞTE 1 NO’LU İDARE MAHKEMESİNİN TAKSİM KARARI
Ayrıca; plan değişikliğine hukuksuz bir şekilde
eklemlenerek, kamuoyuna “Topçu Kışlası” ihyası adı altında tanıtılan yapılaşma
süreci dayatılmış; tüm yurttaşlara açık, hepimizin hakkı olan, şehrimizin
merkezindeki yegâne park alanı, ayrıca deprem karşısında sığınılacak “Gezi
Parkı” yok edilmeye, 70 yıllık ağaçlarımız, yürüme, buluşma ve dinlenme
alanlarımız betonlaşmaya kurban edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu gerekçeler ile
Taksim Dayanışması bileşenleri ve semt sakinleri tarafından İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’ne binlerce itiraz dilekçesi iletilmiştir.
Projenin acil olarak durdurulması istemiyle;
11 Mayıs 2012 günü; 17.01.2012 tasdik tarihli “Beyoğlu
İlçesi, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli
Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı Değişikliği hakkında TMMOB Mimarlar
Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi tarafından dava
açılmıştır.
Projenin acil olarak durdurulması istemiyle;
Devam eden yargı sürecine rağmen, inşaatın ihalesi gerçekleştirilmiş, yüklenici
firma Kalyon İnşaat tarafından inşaat çalışması başlatılmış, Taksim Gezi Parkı
bu hukuksuz inşaatın şantiyesi haline getirilmiştir.27 Mayıs 2013 gecesi
hukuksuz şekilde Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların iş makineleri ile kaldırılması
ve şiddet dolu
polis müdahalesi ile Gezi Parkı’nı ülkemiz ve dünya kamuoyunun gündemine
taşıyan süreç başlamıştır. Sonrasında hepimizin yakından takip ettiği
hukuksuzluklar devam ederken, yargı süreci de beraberinde sürdürülmüştür. Bu
süreç sonucunda gelinen noktada, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 06 Haziran
2013 tarihinde aldığı karar ile İmar Planı Değişiklikleri iptal edilmiş ve
Mahkeme tarafından alınan gerekçeli karar tarafımıza bugün iletilmiştir.
"Mahkeme kararında dalış tünellerine ilişkin plan
kararlarının koruma ilke ve kararlarına aykırılığı, plan notlarında yer alan
Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası’nın ihyası ile ilgili hükmün çağdaş şehircilik
ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olmadığı, kamu yararı gözetmediği
sonucuna varılmıştır. "
Başlattığımız hukuk mücadelesi sonucunda alınan bu karar, Taksim Dayanışması
bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm
yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır. Ülkemiz
tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları
mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla bir kez daha ispatlanmış, Tarihi Taksim
Meydanı ve Gezi Parkının korunması yargı kararıyla da güvence altına
alınmıştır. Kazanımlarımızın takipçisi ve güvencesi olmaya devam edeceğimizi
kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyuruyoruz.
***
YORUM
2.YÜZYIL SAVAŞLARI
2.YÜZYIL SAVAŞLARI
Ankara / Çankaya "100.yıl birlik parkı" aynı
imarlaşma kararlarından, geçen sene mahkeme kararları ile kurtarıldı.
Ancak idare/Ankara b.belediyesi aynı ısrarında 2013 yılında da devam ediyor.
Yeni 2013 yılı süreci ise mahkeme kararlarını uygulamamak ve hukuku atlatmak ve yok saymak temeline dayanmaktadır.
Ancak mimarlar odası Ankara şb, şehir plancıları odası Ankara şb, peyzaj mimarları odası Ankara şb. Ve parkı kullanan bölge sakinleri tarafından açılan iptal davalarında ilgili mahkemeler keşif ve yürütmeyi durdurma kararları vermiş durumdalar. Hukuk süreci devam etmektedir.
Türkiye bir hukuk devletidir. Kanunlarla idare edilir ama kanun devleti değildir.
Hukuk ve idare mahkemeleri ile Danıştay kararları ve bu kararların değişmezliği, herhalde b.belediyesinin enteresan meclis kararları ile çarpıtılarak yok edilecek değildir.
Plan tadilatlarının, samimi ve kamunun yararına olması, mevcut kanun yönetmelik ve plan notlarına uygun olarak yapılması belediye meclislerinin ve mahalli idarecilerin 1.2.3. Ve (n). İşleri olması makamlarının tek ve değiştirilemez hedefi ve ideali olmak zorundadır.
" halka hizmet hakka hizmettir " dediği zaman, insanları hiçbir şekilde tasniflemeden bu uygulamayı yapabilen,
"şehr' ül emin = şehir emini = bütün davranışlarından emin olunan ve şehirli ile şehirin her konusunun emanet edilebildiği,
"belediye başkanı = şehiri, şehirlilere vekaleten yöneten ve onların isteklerini gerçekleştirebilen ve en iyi, en ekonomik ve en mutlu yaşama şartlarını oluşturabilen
kişi ve kişiler, herkesin ve her kesimin güveneceği ve seçeceği insanlardır.
BİZLER,
VALİLERİMİZE
KAYMAKAMLARIMIZA
BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA
MUHTARLARIMIZA
APARTMAN YÖNETİCİLERİMİZE
KOMŞULARIMIZA
VE BELKİ DE EN ÖNEMLİSİ KENDİMİZE GÜVENMELİYİZ.
Güven' in birinci şartı nefsi ve şahsi davranışlardan sıyrılarak, gerçek düzgün bir insan olabilmek ve her şart altında adaletli davranabilmektir.
Bunu becerebildiğimizde;
Valilerimizden, Kaymakamlarımızdan,
Belediye Başkanlarımızdan,
Muhtarlarımızdan,
apartman yöneticilerimizden,
komşularımızdan,
ve en önemlisi kendimizden;
sonuç olarak da ;
Cumhurbaşkanımızdan,
TBMM den,
Başbakanımızdan,
Bakanlarımızdan,
Siyasi Partilerimizden,
Hukuk sistemimizden,
İç ve dış güvenlik sistemimizden,
Eğitim ve Sağlık sistemimizden
Yeraltı ve yer üstü doğal zenginliklerimizden
ve sayabileceğimiz diğer kıymetlerden
emin olur ve güveniriz.
Kendinden emin olan ve kendine güvenen insan, ailede, okulda, iş hayatında, cemiyette ve muhalefet olsun iktidar olsun siyasette de soru sorar ve sorgular , hak ve hukuklarını, bilgi ile, yılmadan ve medeni cesaretle arar ve sonuca ulaşır.
Pek uygun ve etik olmayan şartlarla seçilmiş olsalar da bütün yöneticiler aramızdaki karakterlerdir.
Hepimizin bildiği; namuslular namussuzlar kadar cesaretli olmadıkça veya hoca fil timur hikayesi,
tercih serbest...
Selamlar
Ahmet Nedim KAYA
Ancak idare/Ankara b.belediyesi aynı ısrarında 2013 yılında da devam ediyor.
Yeni 2013 yılı süreci ise mahkeme kararlarını uygulamamak ve hukuku atlatmak ve yok saymak temeline dayanmaktadır.
Ancak mimarlar odası Ankara şb, şehir plancıları odası Ankara şb, peyzaj mimarları odası Ankara şb. Ve parkı kullanan bölge sakinleri tarafından açılan iptal davalarında ilgili mahkemeler keşif ve yürütmeyi durdurma kararları vermiş durumdalar. Hukuk süreci devam etmektedir.
Türkiye bir hukuk devletidir. Kanunlarla idare edilir ama kanun devleti değildir.
Hukuk ve idare mahkemeleri ile Danıştay kararları ve bu kararların değişmezliği, herhalde b.belediyesinin enteresan meclis kararları ile çarpıtılarak yok edilecek değildir.
Plan tadilatlarının, samimi ve kamunun yararına olması, mevcut kanun yönetmelik ve plan notlarına uygun olarak yapılması belediye meclislerinin ve mahalli idarecilerin 1.2.3. Ve (n). İşleri olması makamlarının tek ve değiştirilemez hedefi ve ideali olmak zorundadır.
" halka hizmet hakka hizmettir " dediği zaman, insanları hiçbir şekilde tasniflemeden bu uygulamayı yapabilen,
"şehr' ül emin = şehir emini = bütün davranışlarından emin olunan ve şehirli ile şehirin her konusunun emanet edilebildiği,
"belediye başkanı = şehiri, şehirlilere vekaleten yöneten ve onların isteklerini gerçekleştirebilen ve en iyi, en ekonomik ve en mutlu yaşama şartlarını oluşturabilen
kişi ve kişiler, herkesin ve her kesimin güveneceği ve seçeceği insanlardır.
BİZLER,
VALİLERİMİZE
KAYMAKAMLARIMIZA
BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA
MUHTARLARIMIZA
APARTMAN YÖNETİCİLERİMİZE
KOMŞULARIMIZA
VE BELKİ DE EN ÖNEMLİSİ KENDİMİZE GÜVENMELİYİZ.
Güven' in birinci şartı nefsi ve şahsi davranışlardan sıyrılarak, gerçek düzgün bir insan olabilmek ve her şart altında adaletli davranabilmektir.
Bunu becerebildiğimizde;
Valilerimizden, Kaymakamlarımızdan,
Belediye Başkanlarımızdan,
Muhtarlarımızdan,
apartman yöneticilerimizden,
komşularımızdan,
ve en önemlisi kendimizden;
sonuç olarak da ;
Cumhurbaşkanımızdan,
TBMM den,
Başbakanımızdan,
Bakanlarımızdan,
Siyasi Partilerimizden,
Hukuk sistemimizden,
İç ve dış güvenlik sistemimizden,
Eğitim ve Sağlık sistemimizden
Yeraltı ve yer üstü doğal zenginliklerimizden
ve sayabileceğimiz diğer kıymetlerden
emin olur ve güveniriz.
Kendinden emin olan ve kendine güvenen insan, ailede, okulda, iş hayatında, cemiyette ve muhalefet olsun iktidar olsun siyasette de soru sorar ve sorgular , hak ve hukuklarını, bilgi ile, yılmadan ve medeni cesaretle arar ve sonuca ulaşır.
Pek uygun ve etik olmayan şartlarla seçilmiş olsalar da bütün yöneticiler aramızdaki karakterlerdir.
Hepimizin bildiği; namuslular namussuzlar kadar cesaretli olmadıkça veya hoca fil timur hikayesi,
tercih serbest...
Selamlar
Ahmet Nedim KAYA